2 Nisan 2008 Çarşamba

LETONYA SERÜVENİ




Öncelikle böyle bir proje yazıp değerli zamanlarını bu projeye ayıran Yusuf ve Serdar arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.Bu projede yer alacağımı öğrendiğim zaman çok mutlu olduğumu söyleyebilirim, konu itibariyle ve arkadaşlarımızla yurtdışına gideceğimiz için heyecanlı günler başladı,ve daha sonra Necdet arkadaşında projede yer alacağını duyunca daha da sevindirici oldu.şunu da söyleyebilirim ki, projenin sorunlarla başlaması gözümü korkutmuştu. Örneğin; pasaport işlemlerinde yaşadığımız olumsuzluklar. Ve beklenen gün yaklaşmıştı ki Ankara film festivaline katılmam gerektiğini öğrendim ki bu tarih Letonya’ya gitme tarihinden iki gün önceydi acaba; Ankara’ya gitsem bir aksilik çıkıp çıkmayacağı düşüncesiyle Ankara’ya doğru yola çıktım. Orada Şeyhmus'la görüştük ve ertesi gün İstanbul’a gideceğimizi kararlaştırdık. Şeyhmus’la cuma günü İstanbul’a gitmek üzere yola çıktık. Yolda kar yağmaya başladı içimde bir huzursuzluk belirginleşti hep bir aksilik çıkarmı diye düşünürken birden kendimizi İstanbul'da bulduk Şeyhmus'la beraber yemek yedikten sonra berbere gittik ve acı haberi aldık yani içimdeki endişe gün yüzüne çıktı. Diyarbakır-İstanbul seferinin başka bir uçağın pistten çıkması sonucu gerçekleşemeyeceğinin haberini aldık. Mardin'den gelecek olan arkadaşlarımız gelemeyeceklerdi; hüzünlü anlar başlamıştı. Cumartesi sabahı ben ve şeyhmus arkadaşım saat 06:30 da hava alanında bu problemi çözebilmek umuduyla yola koyulduk; her ne yaptıksak ta çözüm yolu bulamadık.
Mardin'den gelecek arkadaşlarımızı beklemeye başladık ve ben dayanamayıp uyudum. Saat 12:30 u gösterirken Mardin'deki arkadaşlarımızla İstanbul hava limanında buluştuk. Çıkan problemi çözme yollarına koyulurken bir gün gecikmeli gideceğimiz kesinlik kazanmıştı.

O sırada Necdet arkadaşımızın da uçağını kaçırdığının haberini aldık. Bu projenin aksiliklerle dolu olduğuna bir kez daha kanaat getirmiştik; Mardin'den gelen arkadaşlarımın hem üzgün hem de heyecan dolu oldukları gözlerinden belli oluyordu. Ve tabi ki orada Sadık arkadaşımız da vardı. Türk hava yolları o akşam bizi otelde ağırlayacaklarını söylediler ve oteldeydik.
Pazar sabahı 05:30 da hava alanına gitmek için uyandık 09:30 da uçağımız Letonya'ya uçmak üzere havalandı. Gruptaki arkadaşlarımın heyecanını bir kez daha hissettim ve artık Letonya hava alanına inmiştik; Letonya hava alanında Türk parasını LVL parasına çevirmek isterken hüsrana uğradık çünkü Türk parası LVL parasına çevrilemiyordu. Hava alanından başkent Riga'ya gittik.
Daugavpils şehrine gitmek için trenin hareket saatini beklemeye başladık ve trenin hareket saati geldi; yola çıktık herkes yorgun ve heyecan içindeydi bir süre sonra yorgunluk kendini gösterdi ve gurubumuzun çoğu uykuya daldı. Yolculuk bitmek bilmiyordu uyanmaya başladı arkadaşlarımız uyandı ve espiri yapmaya başladık aramızda ve nihayet Daugavpils'e vardık bizi orada Janis, İnga, ve Mudite arkadaşlar karşıladı oradan taksiyle Vişki ye doğru yol aldık ben Yusuf ve şeyhmus arkadaşım aynı arabadaydık ve o anda benim İngilizce öğrenmem gerektiğine inandım tabiî ki o sırada espiriler devam ediyordu. Konaklayacağımız yere yetiştik nihayet orada Necdet ve diğer arkadaşlar bizi karşıladılar. Odalara yerleştik tanışmaya başladık yine İngilizcenin önemi kendini belli etmişti. Necdet le hasret gidermeye çalışıyorduk espirilere devam tabi ve tabi ki sadık vardı.

proje start aldı ilk gece Letonya'lı arkadaşlarımızın gecesiyle başladı yerel kıyafetler, yerel yiyecekler, içecekler tanıtıldı bunun yanında Letonya reklam filmi gösterildi yavaş, yavaş tanışmaya başladım diğer arkadaşlarımızla gece bu şekilde sona erdi. Ama bizim oda için sona ermemişti. Proje süresi içerisinde güzel zaman içerisinde sıkıcı zamanlarda yaşadığımı söyleyebilirim örneğin: müzeyi gezdiğimizde inanılmaz sıkıntılı dakikalar geçirdiğimi söyleyebilirim. Bunu da belirtmem gerekir ki projenin gerçekten verimli geçtiğine inanıyorum proje süresi içerisinde beni en çok mutlu eden şeylerden biri ön yargılar ile ilgili yapılan çalışmada Türk katılımcılarının gerçekten çok güzel bir sunum yapması oldu eminim ki bu etkinlik bizden sorumlu olan serdar ve Yusuf arkadaşlarımızın da hoşuna gitmiştir tabi diğer gurupta ki arkadaşlarımın çalışmaları kötü demiyorum ama Türk gurubunun daha iyi bir çalışma çıkardığına inanıyorum ve tabi ki yapmış olduğumuz Türk gecesi de keyif verici ve başarılı bir geceydi.




Üç ülkenin halk oyunları çalışmalarından bahsedersek şunu söyleyebilirim ki bu projenin iyi geçmiş olmasının göstergelerinden biri üç ülke de çalışmanın sonunda diğer ülkelerin halk oyunlarını öğrenmiş olmaları ve öğrenmiş oldukları halk oyunlarını sunmaları olmasıdır. Şunu da belirtmek isterim ki bizim gurupta İngilizce sorunu var olmasına rağmen iletişim kurabilmemiz şunu gösteriyor ki ortak bir yanımız vardı bu çerçeve içinde çalışmaların devam etmesi ve çok samimi olmamız beni çok mutlu etmiştir. İyi kötü proje devam ediyordu da Yusuf arkadaşımın ( hocamın ) (uçak inecek) sözü beni yıkıyordu elim ayağım projeden kesiliyordu beynim duraklıyordu hiçbir şey düşünemiyordum ama tabi ki beni çok sevdiğinden söylediğini de biliyordum. Gezilerden bahsedersek güzel iki kiliseye gittik birinin öyküsünün ilgimi çektiğini söyleyebilirim: kilisenin oyun kağıtlarıyla alınmış olması çok ilginçti...

Ve projenin bitimine doğru son gün herkesin üzüntü içerisinde olduğunu sezdim çünkü gerçekten herkesin güzel bir hafta geçirdiğine inanıyorum iyi arkadaşlıklar edindiğine inanıyorum projenin amaçlarından biri de buydu. Son gece herkes valizini hazırlamaya başladı sabah herkes geldiği yere dönecekti. Sabah olmuştu gezi sonrası ayrılma zamanıydı artık Türk ve Finlandiya katılımcılarının ve tabi ki Necdet arkadaşın yolu uzundu Vişki'den sonra Daugavpils sonra Riga yolculuğu vardı neyse ki başkent Riga'ya varmıştık ama en kötü an bizi bekliyordu: vedalaşmak ağlayan , hüzünlenen derken sarılmalardan sonra herkes dağılmıştı sadece biz bize kalmıştık kısa bir havaalanı yolculuğundan sonra sabah 06:30'a kadar havaalanında kalacaktık o sırada gerçekten bir hüzün vardı herkesin üzerinde. Artık Türkiye'ye dönme zamanı gelmişti. Havaalanında Şeyhmus arkadaşımız kötü bir an yaşadı: Almış olduğu hediyeler görevli tarafından çöpe atıldı; bununla kalmayıp şahsi bazı eşyalarının da görevli tarafından atılması bizi üzdü ve artık uçak uçmuştu.




Gecenin vermiş olduğu yorgunlukla uyumuşum gözlerimi açtığımda İstanbul havaalanındaydık. Tabi ki benim için bir daha hüzünlü dakikalar başlamıştı çünkü Mardin'den gelen arkadaşlarım Mardin'e dönüyorlardı ve Ankara'dan gelen Şeyhmus arkadaşım Ankara'ya dönüyordu yani beni yalnız bırakıyorlardı inanın ki dakikaların hatta saniyelerin bile geçmesini istemiyordum ama hiçbir şey yapamıyordum zamanı durduramıyordum saat durmadan ilerliyordu ve ayrılma zamanı geldi çattı; vedalaştık arkadaşlarıma sıkı sıkı sarıldım otobüs sırtını bana döndü ve ilerledi üzüntülü bir şekilde yurdun yolunu tuttum.

SON
Evet proje esnasında Letonya'da güzel günler geçirdik etkinlikler,geziler,sunumlar vs. şunu söylemeden bitirmek istemiyorum Mardin'den projeye katılan liseli arkadaşlarımı gördüğümde o heyecanları beni inanılmaz etkiledi. Serdar ve Yusuf arkadaşlarımı; bu arkadaşlarımı projeye kattıkları için kendilerine bir sefer daha teşekkür ediyorum ve bunun yanında Necdet arkadaşımızın Mardin'de bulunmamasına rağmen onu da projeye dahil ettikleri için de kendilerine teşekkür ediyorum. Projenin sonunda kendimden örnek verecek olursam İngilizce öğrenme heyecanı oluşmuşsa bile proje amacına ulaşmış demektir bana göre tabi ki.




Bunun yanında proje yapmak istememiz de projenin amacına ulaşmış olmasının göstergesidir projede iyi arkadaşlıklar edindiğimize inanıyorum ve tanışmış olduğumuz arkadaşlarımızla yeni projeler gerçekleştireceğimize inanıyorum projeye katılan herkese teşekkür ediyorum saygı ve sevgilerimi sunuyorum nice projelere

Haydar DEMİRTAŞ…

blog comments powered by Disqus
blogger guzel kadin erdal damacana kurumsal blog blog indir künye robot blogger tema
 
Değişin,Değiştirin
Destekçilerimiz | Hakkımızda | Yardım | Albümler